Cumhurbaşkanı Tatar: “Anketler, halkımızın iki devletli çözüme olan desteğinin güçlenerek arttığını gösteriyor”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, son dönemde yapılan tüm anketlerde, Kıbrıs Türk halkının iki devletli çözüm siyasetine güçlü destek verdiğini ortaya koymasının, yürütülen mücadelenin doğruluğunu bir kez daha teyit ettiğini vurguladı.

Tatar, “Halkımızın kararlı duruşu ve egemenliğine olan bağlılığı, her geçen gün daha da güçlenmekte, iki devletli çözüm yolunda sağlam adımlarla ilerlememize büyük katkı sağlamaktadır” dedi.

Kıbrıs meselesinin bir iç mesele değil, Kıbrıs Türk halkının, dünya sahnesinde hak ettiği yeri alma mücadelesi olduğunu belirten Tatar, “İzolasyon zulmü bir an önce sona ermelidir. Halkımızın uluslararası toplumda hak ettiği yeri alma zamanı çoktan gelmiştir” vurgusu yaptı.

“Devletimize sahip çıkmak, büyük bedellerle kurulan bu kutsal emaneti daha ileriye taşımak, tarihi sorumluluğumuzdur” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs adasına ve bölgeye faydası olacak iş birliklerine açık olduklarını fakat bunları yaparken egemenlikten, devletten ve özgürlükten taviz vermeyeceklerini kaydetti.

Tatar yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti’nin tam desteğiyle yürütülen egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü zeminindeki yeni siyasetin, yapılan tüm anketlerde, halktan, yüzde 50’nin üzerinde destek aldığını görmenin büyük bir onur ve gurur kaynağı olduğunu ifade etti.

Dört yılı aşkın süre önce ortaya koyduğu ve büyük bir emek ve kararlılıkla yürüttüğü bu yeni vizyonun, anavatan Türkiye Cumhuriyeti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından da en başından itibaren tam bir inançla desteklendiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, şöyle devam etti:

“Bu amaç doğrultusunda, temsiliyet hakkımızın ve uluslararası alandaki katılımımızın Rum liderliği tarafından sistemli şekilde engellendiği her platformda, başta Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti’nin değerli yetkilileri özden gelen haklarımızın teyidinin ve temel insan haklarımızın çiğnenmesine yol açan izolasyon zulmünün sona ermesinin gerekliliğini yüksek sesle ve kararlılıkla dile getirmektedir.”

-“Kıbrıs meselesi bir iç mesele değildir, Kıbrıs Türk halkının, dünya sahnesinde hak ettiği yeri alma mücadelesidir”

Halkın desteğiyle sürdürülen bu onurlu mücadelenin, Kıbrıs Türk halkının uluslararası alanda verdiği varoluş mücadelesinin en güçlü ifadesi olduğunu belirten Tatar, “Bu mücadele, kendi devletine sahip çıkan bir halkın, egemenliğini ve onurlu kimliğini koruma iradesinin dünyaya haykırılmasıdır. Kıbrıs meselesi bir iç mesele değildir, Kıbrıs Türk halkının, dünya sahnesinde hak ettiği yeri alma mücadelesidir” dedi.

50 yılı aşkın bir süredir her şekliyle denenmesine rağmen sürekli başarısız olan federasyon modelinin artık iflas ettiğinin açıkça görüldüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, şu ifadeleri kullandı:

“İki tarafta yapılan farklı farklı anketler, federasyon modeline hem Kıbrıs Türk halkı hem de Rum halkı nezdinde verilen desteğin yüzde 25’in, hatta %20’nin altına düştüğünü göstermektedir. İki halk da, geçmişin başarısız ezberlerine değil, ideolojik saplantıların bir yana bırakılacağı adil, gerçekçi ve kalıcı çözüm modellerine taraf olduğunu ortaya koymaktadır.”

-“Bu siyasetin kökleşmesi ve daha da güçlenmesi için gece gündüz çalışıyoruz”

Bu tablonun, Kıbrıs Türk halkının tüm kesimlerinin devletine sıkı sıkıya sarılması ve iki devletli siyasete güçlü bir şekilde sahip çıkması gerektiğini gösterdiğinin altını çizen Tatar, “Bizler, Anavatan Türkiye Cumhuriyeti ile tam bir eşgüdüm içinde, zaman ve mesafe tanımaksızın, bu siyasetin kökleşmesi ve daha da güçlenmesi için gece gündüz çalışmaktayız. Bugün, Türk Devletleri Teşkilatı’nda yer almamız, anavatan Türkiye ve can Azerbaycan başta olmak üzere kardeş devletlerle kurduğumuz yakın ilişkiler, bu yürüyüşün somut ve değerli sonuçlarıdır” dedi.

-“İzolasyon zulmü bir an önce sona ermelidir. Halkımızın uluslararası toplumda hak ettiği yeri alma zamanı çoktan gelmiştir”

“Halkımızın güveninden ve inancından aldığımız güçle, doğru bildiğimiz yolda emin adımlarla yürümeye devam edeceğiz” diyen Tatar, Kıbrıs Türk halkının, maruz kaldığı insanlık dışı izolasyona rağmen onurunu koruyarak, kendi devletinin çatısı altında var olmayı başardığını kaydetti. Cumhurbaşkanı Tatar, “İzolasyon zulmü bir an önce sona ermelidir. Halkımızın uluslararası toplumda hak ettiği yeri alma zamanı çoktan gelmiştir” vurgusu yaptı.

Kıbrıs adasının 1878’de İngiliz yönetimine devredilmesinden bu yana Kıbrıs Türk halkının, kimliğini ve varlığını koruma uğruna büyük bedeller ödediğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, 1974 Mutlu Barış Harekatı ile adaya gelen barış ve huzur ortamının, 50 yılı aşkın bir süredir Türk Silahlı Kuvvetleri’nin caydırıcı gücü sayesinde devam ettiğini belirtti. Tatar, bu kazanımların, halkın fedakarlığı ve anavatan Türkiye’nin desteğiyle bugüne taşındığının altını çizdi.

-“Adada iki ayrı devlet olduğu gerçeği inkar edilemez”

Cumhurbaşkanı Tatar, “Bugün adada yasaması, yürütmesi ve yargısıyla mevcut iki ayrı devlet olduğu gerçeği inkar edilemez. Biz de tıpkı Rum devleti gibi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak ettiği uluslararası statüye kavuşması için mücadelemizi azimle sürdürüyoruz” dedi.

Kıbrıs Türk halkının, adil ve kalıcı bir uzlaşıdan yana olmakla birlikte, Rum boyunduruğu altına girmeyi asla kabul etmeyeceğini vurgulayan Tatar, geçmişte karşı tarafın iradesine teslim olmanın bedelini yaşayarak öğrenen Kıbrıs Türk halkının, bugün devletine daha sıkı sarıldığını kaydetti.

-“İş birliklerine açığız, fakat bunları yaparken egemenliğimizden, devletimizden ve özgürlüğümüzden asla taviz vermeyeceğiz”

“Devletimize sahip çıkmak, büyük bedellerle kurulan bu kutsal emaneti daha ileriye taşımak tarihi sorumluluğumuzdur” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, şunları kaydetti:

“Buna karşı çıkanlar, 62 yıldır halkımızı her alanda engellemeye çalışan zihniyetle bir gelecek kurulması gerektiğini söylüyorlar. Ancak Kıbrıs Türk halkının duruşu nettir. Halkımız özden gelen haklarımız zemininde adil, gerçekçi ve kalıcı bir uzlaşıdan yanadır. İki tarafa, Kıbrıs adasına ve bölgemize faydası olacak iş birliklerine açığız, fakat bunları yaparken egemenliğimizden, devletimizden ve özgürlüğümüzden asla taviz vermeyeceğiz. Kıbrıs Türk halkı, bu adada özgürlüğünü, kimliğini ve devletini koruyarak var olmuştur. Bugün bu mücadelenin daha da büyüyerek dünyaya taşınması zamanıdır.”