Dolar 38,1008
Euro 43,4851
Altın 4.076,20
BİST 9.317,24
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin KKTC Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
KKTC 22°C
Az Bulutlu
KKTC
22°C
Az Bulutlu
Paz 21°C
Pts 23°C
Sal 26°C
Çar 21°C

“Kıbrıs’ta Federal çözüm yerine kalıcı bölünmüşlük tercih edildi”

“Kıbrıs’ta Federal çözüm yerine kalıcı bölünmüşlük tercih edildi”
15/02/2025 14:00
A+
A-

4. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, yaptığı yazılı bir açıklamada, Kıbrıs’ta federal çözümün sağlanması halinde adada ortak bir yönetimin mümkün olacağını ancak bu fırsatların değerlendirilemediğini belirtti.

Akıncı, federal yapıda Kıbrıslı Türklerin ekonomik olarak güçlenerek Türkiye’ye bağımlılıktan kurtulabileceğini, böylece sürdürülebilir bir barış ortamının sağlanabileceğini ifade etti.

Ancak Kıbrıs Rum liderliğinin siyasal eşitlik kavramını zamanla şeytanlaştırdığını ve çözüm girişimlerinin başarısız olmasının bölünmüşlüğü kalıcı hale getirdiğini vurguladı.

Akıncı’nın açıklamalarının tamamı bu şekilde:

“Kıbrıs’ta federal çözüme ulaşılabilseydi, iki bölgede kendi yetkilerini kullanan iki kurucu devletin yanısıra, Anayasada belirlenmiş yetkileri kullanan federal merkezi hükümet kurulacaktı.

Hükümetin 7 Kıbrıslı Rum ve 4 Kıbrıslı Türkten oluşmasında mutabakat vardı. 1960’taki veto yerine, kararlara etkin katılım ilkesi geliştirilmiş ve en azından bir Kıbrıslı Türk bakanın onayının olması kayıt altına alınmıştı. Bu durum ne yazık ki sonradan Kıbrıs Rum liderliğince şeytanlaştırıldı ve federal bir devlet oluştuğu zamanda bile Kıbrıslı Türk bakanların TC yönetiminin talimatıyla hareket ederek devleti felç edecekleri gerekçesiyle siyasal eşitlik kavramının içi boşaltılmak istendi.

Halbuki federal bir yapıda kurucu devletlerin ekonomik eşitliklerini sağlamaya yönelik düzenlemeler de söz konusuydu. Özellikle Kıbrıslı Türklerin yönetiminde olacak bölgenin gelişimi için federal bütçeden ve AB fonlarından daha çok yararlanması , ticaret, turizm, eğitim ve kültürel alanlarda uluslararası anlaşmalar yapabilmesi de gündemdeydi.

Kısacası Kıbrıslı Türkler yıllar sonra Türkiye’ye avuç açar durumdan kurtulacak, süreç içinde kendi ayakları üzerinde durmaya başlayacaklardı. Ekonomik özgürlüğüne kavuşmuş bir toplum kimseden talimat almaz. Kendi evinin efendisi olur ve barış ortamı bu çerçevede daha da pekişir. Böyle bir gelişmeye olanak tanımak yerine, 21 yıl önce Annan planının, 8 yıl önce de Crans Montana konferansının başarısız olması tercih edilmiştir. Bunun sonucu adanın bölünmüşlüğünün daha da kalıcılaşması, kuzeydeki nüfus yapısının daha da değişmesi, her anlamda Türkiye’ye olan bağımlılığın daha da artması olmuştur. Bu güzel adayı barış içinde birlikte yönetmek yerine, ada üzerinde Türkiye ile komşu olmak tercih edilmiştir”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.