Dolar 38,1903
Euro 44,1488
Altın 4.153,38
BİST 9.317,24
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin KKTC Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
KKTC 23°C
Parçalı Bulutlu
KKTC
23°C
Parçalı Bulutlu
Sal 28°C
Çar 21°C
Per 21°C
Cum 20°C

Mete Hatay: Kentli kadınların tesettüre girmesinin önünü açan kişi, Kıbrıslı bir ailenin kızı Şenler!

Mete Hatay: Kentli kadınların tesettüre girmesinin önünü açan kişi, Kıbrıslı bir ailenin kızı Şenler!
01/04/2025 10:47
A+
A-

PRIO Kıbrıs Merkezi’nden kıdemli araştırmacı Mete Hatay, Kıbrıs’taki türban tartışmaları üzerine dikkat çeken bir yazılı açıklama yaptı.

Hatay, türbanın kökenleri ve Kıbrıslı bir kadının bu akım üzerindeki rolü hakkında önemli bilgiler paylaştı.

“KENTLİ MÜSLÜMAN KADINLARIN TESETTÜRE GİRMESİNİN ÖNÜNÜ AÇAN KİŞİ, KIBRISLI BİR AİLENİN KIZI ŞULE YÜKSEL ŞENLER”

Hatay’ın açıklamalarının tamamı şu şekilde:

“Bugünlerde yaşadığımız başörtüsü/türban, seküler Kıbrıslı/muhafazakâr Türkiyeli tartışmaları aslında oldukça ironik bir geçmişe sahip. Neden mi? Çünkü bugün Türkiye’de kullanılan modern anlamdaki türban, 1960’larda icat edilen bir gelenek ve ilginçtir ki, bu akımın öncüsü Kıbrıslı bir ailenin kızı: Şule Yüksel Şenler!

Peki, türban öncesinde kadınlar nasıl örtünüyordu? Tarih boyunca Anadolu ve Kıbrıs’ta kadınlar başlarını farklı şekillerde örtmüştü. Günlük yaşamda yemeni, tülbent, eşarp ve yazma gibi örtüler yaygınken, kırsal kesimlerde geniş şallar ve işlemeli başörtüleri tercih ediliyordu. Ancak bu örtülerin hiçbiri modern anlamda siyasi veya ideolojik bir sembole dönüşmemişti.

Tam da bu noktada Şule Yüksel Şenler, örtünmeye yeni bir kimlik kazandırdı. Kıbrıslı seküler bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Şenler, yirmili yaşlarında İstanbul’daki çevresinin etkisiyle İslami hassasiyetleri benimsedi ve Ermeni bir terziden öğrendiği stilistlik bilgisiyle türbanı şehirli kadınlara göre kendince şekillendirdi. İlk başlarda ağabeyisinin etkisiyle sıkı bir Nurcu olmuştu. Onun yarattığı stille türban, eğitimli, şehirli Müslüman kadınlar için bir sembole dönüştü. Öyle ki, onun tarzını benimseyen kadınların örtünme biçimi, “Şulebaşı” olarak anılmaya başlandı.

‘BUGÜN TÜRBAN ÜZERİNE SÜREN TARTIŞMALAR, İRONİK BİR ŞEKİLDE BİZZAT BİR KIBRISLININ BAŞLATTIĞI AKIMIN TÜRKİYE’DEN GELEN ETKİSİYLE YAŞANIYOR’

Bugün Kıbrıs’ta türban üzerine süren tartışmalar, ironik bir şekilde bizzat bir Kıbrıslının başlattığı akımın Türkiye’den gelen etkisiyle yaşanıyor. Tarihin cilvesi mi dersiniz? Lefkoşalı Alparslan Türkeş, Türkiye’de pan-Türkist hareketin liderliğini yapmıştı. Kıbrıslı Niyazi Berkes, Türkiye modernleşmesinin en önemli düşünürlerinden biri oldu. Şule Yüksel Şenler ise kentli Müslüman kadınların tesettüre girmesinin önünü açan isim hâline geldi! Ha unutmadan onu da yazayım: 1909, 31 Mart çavuşlar/yobazlar isyanının başını da Derviş Vahdeti isimli bir Kıbrıslı çekiyordu. Lefkoşa Ayasofya’sının eski müezini!”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.