Dolar 38,5687
Euro 43,6369
Altın 4.017,28
BİST 9.167,58
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin KKTC Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
KKTC 22°C
Az Bulutlu
KKTC
22°C
Az Bulutlu
Cts 23°C
Paz 23°C
Pts 23°C
Sal 23°C

“Özgür basın için mücadele, özgür toplum için mücadeledir”

“Özgür basın için mücadele, özgür toplum için mücadeledir”
03/05/2025 13:51
A+
A-

Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde, basın özgürlüğüne yönelik tehditlere dikkat çekerek, bu özgürlüğün yalnızca gazeteciler için değil, tüm toplum için kritik bir öneme sahip olduğunu vurguladı.

Birlik, özgür basının, toplumun doğru bilgiye erişimini ve demokratik katılımını güçlendirdiğini belirterek, medyanın bağımsızlığının korunması gerektiğine işaret etti.

Bu özel günde, basın özgürlüğüne yönelik baskılara karşı duruş sergileyen Birlik, meslektaşlarının ve halkın sesini duyurmanın önemini bir kez daha hatırlattı.

Gazeteciler Birliği tarafından yapılan açıklamanın tamamı şu şekilde:

“3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Genel Konferansı’nın tavsiyesi üzerine Aralık 1993’te BM Genel Kurulu tarafından ilan edilmiştir.

O tarihten bu yana her yıl 3 Mayıs, dünya genelinde basın özgürlüğünün önemine dikkat çekmek amacıyla kutlanmaktadır.

Bu anlamlı günde, Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği olarak dünyanın dört bir yanında görevini yaparken hayatını kaybeden tüm meslektaşlarımızı saygıyla anıyoruz.

Ancak, bu gün yalnızca anmakla kalınmamalı, aynı zamanda basın özgürlüğüne yönelik tehditlerin, medya üzerindeki baskıların ve gazetecilere yönelik sistematik saldırıların daha yüksek sesle dile getirildiği bir gün olmalıdır. Çünkü özgür basın, yalnızca gazetecilerin değil, tüm toplumun ortak ihtiyacıdır.

Basın özgürlüğü, bağımsız, çoğulcu bir medya yapısıyla doğrudan ilişkilidir. Toplumun kendini ifade edebilmesi, doğru bilgiye erişebilmesi ve demokratik katılımı güçlendirebilmesi için özgür basın hayati öneme sahiptir. Ancak bugün geldiğimiz noktada, ülkemizde medyanın durumu kaygı vericidir.

‘DÜNYA BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ENDEKSİ’NE GÖRE, KUZEY KIBRIS 180 ÜLKE ARASINDA 91’İNCİ SIRADA YER ALDI’

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün 2024 yılında yayımladığı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ne göre, Kuzey Kıbrıs 180 ülke arasında 91’inci sırada yer almaktadır.Bu sıralama, basın özgürlüğü anlamında ciddi bir alarm durumuna işaret etmektedir.

Yeni medya araçlarının çoğalmasıyla birlikte, dijital ortamda kimliği belirsiz, amacı şüpheli yayın organlarının artması, bilgi kirliliğine yol açmakta ve medyaya olan güveni zedelemektedir. Ne yazık ki bu durum, gazeteciliğin saygınlığını tartışmalı hale getirirken, özgür basının önünde de önemli bir engel oluşturmaktadır.

Öte yandan, iş insanlarının medya üzerindeki artan etkisi, haber çeşitliliğini azaltmakta ve eleştirel seslerin duyulmasını her geçen gün daha da zorlaştırmaktadır. Özel şirketlerin gazeteleri, televizyon kanallarını veya internet sitelerini kontrol etmesi; kamuoyunun tek yanlı ve sınırlı bilgiye mahkûm edilmesine neden olmaktadır.

Basın kuruluşlarının ekonomik bağımsızlığı, özgür haberciliğin temel koşuludur. Ancak reklam gelirlerinin belirli grupların tekelinde toplanması veya devletin reklam harcamalarını bir baskı aracı olarak kullanması, medyanın bağımsızlığını ciddi biçimde tehdit etmektedir. Bu nedenle birçok meslektaşımız, ekonomik baskılar nedeniyle oto sansüre başvurmak zorunda kalmakta, bu da toplumun doğru bilgiye ulaşmasını engellemektedir.

Üstelik yalnızca ekonomik değil, yasal baskılar da gazetecilerin önündeki en büyük tehditlerden biridir. Günümüz iktidarlarının, basın üzerinde kontrol kurmak amacıyla hukuk sistemini kullanması yeni bir yöntem değildir.

Yasaların güncellenmemesi veya mevcut yasal boşlukların kötüye kullanılması, gazetecilerin ifade özgürlüğünü sınırlamakta; kamu düzenini bozma, halkı fesada sürükleme ya da hakaret gibi gerekçelerle açılan davalar ise bağımsız gazeteciliği susturmanın etkili araçları haline gelmektedir.

‘TÜM ZORLUKLARA RAĞMEN YILMADAN VE KORKMADAN BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRMEYE KARARLIYIZ’

Son dönemde meslektaşlarımıza yönelik karalama kampanyaları, tehditler ve fiziksel saldırılar sadece bireysel tehditler değil, genel anlamda basını sindirme girişimleridir. Bu durum, sektörde korku ikliminin yerleşmesine ve oto sansürün yaygınlaşmasına zemin hazırlamaktadır.

Ayrıca, gazetecilerin Türkiye’ye seyahat özgürlüklerinin keyfi bir şekilde kısıtlanması, basın ve ifade özgürlüğünün ne kadar tehdit altında olduğunu açıkça göstermektedir. Bu uygulamaların, ülkemizi yönetenler tarafından sessizce onaylanması ise ayrıca kaygı vericidir. Kısıtlanmadan, tehdit edilmeden, ekonomik bağımlılık korkusu yaşamadan ve cezalandırılma endişesi olmadan gazetecilik yapılabilecek bir ortam için mücadele etmek, yalnızca basın çalışanlarının değil, özgür bir toplum isteyen herkesin sorumluluğudur.

Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği olarak, tüm zorluklara rağmen yılmadan ve korkmadan basın özgürlüğü için mücadelemizi sürdürmeye kararlıyız”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.